Leyli Sanat Derneği’nin sinema ve edebiyatı buluşturan “Kitaplar ve Sinemaya Yansımaları” serisi, 15 Haziran Pazar günü gerçekleştirdiği 7. oturumuyla distopyanın karanlık sokaklarına uzanan çarpıcı bir tartışmaya ev sahipliği yaptı.
Bu ayın odağında, George Orwell’in 1949 tarihli kült romanı “1984” ve Michael Radford’un aynı adlı 1984 yapımı sinema uyarlaması vardı. Etkinlik, Beyoğlu’nun özgün atmosferine sahip mekânlarından biri olan Espo Coffee Roastery‘de yüz yüze gerçekleşti.
George Orwell – 1984: Gözetim, Güç ve Gerçeklik
Orwell’in “1984” adlı romanı, sadece bir edebi eser değil; totaliter rejimlerin yapısını, bireyin bastırılmışlığını ve gerçekliğin devlet eliyle nasıl yeniden üretilebildiğini anlatan güçlü bir politik distopyadır. Ana karakter Winston Smith üzerinden kurgulanan anlatı, özgürlüğün yok sayıldığı, düşüncenin kontrol altına alındığı bir geleceği sorgular.
Etkinlikte katılımcılar, şu başlıklar etrafında fikirlerini paylaştı:
-
“Büyük Birader” kavramı üzerinden gözetim toplumunun bugünkü izdüşümleri
-
Orwell’in “gerçek” kavramına yönelik eleştirisi
-
Dilin (Yeni Konuş) ve hafızanın sistematik biçimde kontrol edilişi
-
Direnişin içsel ve dışsal biçimleri
Michael Radford – 1984: Görsel Bir Kabusun İçinden
1984 yapımı film uyarlamasında, Orwell’in karanlık evreni, Michael Radford tarafından güçlü bir sinematografik estetikle perdeye taşındı. Başrollerde John Hurt (Winston Smith) ve Richard Burton (O’Brien) gibi usta oyuncular yer aldı. Radford’un kamera dili, mekan kullanımı ve gri tonlardaki atmosferik tercihi; romanın ruhunu izleyiciye başarıyla aktaran bir sinema deneyimi sundu.
Etkinlikte, filmle ilgili öne çıkan tartışma başlıkları:
-
Görsel anlatımın romanın içsel monologlarıyla kurduğu denge
-
Radford’un distopik gerçekliği yansıtmadaki başarısı
-
1980’ler İngiltere’sinin politik atmosferiyle filmin çakışma noktaları
Etkinlikten İzlenimler ve Katılımcı Görüşleri
Etkinliğe farklı yaş ve disiplinlerden katılımcılar yoğun ilgi gösterdi. Tartışmalar boyunca hem roman hem film üzerinden günümüz dünyasına dair çarpıcı karşılaştırmalar yapıldı. Katılımcılar, 1984’ün yalnızca geçmişe ait bir distopya değil, bugünü de anlamlandırmamıza yardım eden bir metin olduğunun altını çizdi.
Etkinlik, her zamanki gibi Sinan Kadife yürütücülüğünde gerçekleşti. Soruları ve yönlendirmeleriyle tartışma derinliğini artıran Kadife, katılımcılara hem teorik hem sezgisel bir tartışma zemini sundu.
Mekân Desteği İçin Teşekkür
Bu oturuma kapılarını açarak sıcak bir ev sahipliği sunan Espo Coffee Roastery’ye içten teşekkür ederiz. Edebiyat ve sinemanın buluştuğu bu anlamlı buluşmayı böyle bir atmosferde gerçekleştirmek bizim için büyük bir mutluluktu.
Serimiz Devam Ediyor!
Leyli Sanat Derneği olarak, edebiyat ve sinema ekseninde düşünmeye, tartışmaya ve öğrenmeye devam ediyoruz.
Bir sonraki oturumda yeni bir kitap ve film ile yeniden buluşmak üzere!
Leyli Sanat Derneği sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.